Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aynen Öyle
"İnsanların hayat içindeki kısmetlerinin dağılımındaki korkunç, ama sadece görünürdeki adaletsizliği de ancak bu açıklayabilir. Sizin modern felsefecileriniz, görünürde masum ve iyi kalpli olan ve kaderin terk ettiği bir sürü insanın bütün hayatı boyunca acı çekmek için doğmasına, insanların büyük şehirlerin varoşlarında bütün ömrü boyunca açlık çektiği bir yoksulluk içinde doğmasına, bunlar sefalet içinde doğarken diğerlerinin gözlerini saraylarda açmasına, soylu doğum ve zenginliğin adeta her zaman insanların en kötüsüne, yalnızca arada bir iyilerine verilmesine, iç benlikleri en soylu ve en yüce insanlara eşit olan sayısız dilencinin var olmasına iyi bir neden buldukları zaman, bu ve bunun gibi birçok şeye sizin felsefecileriniz ve tanrıbilimcileriniz tarafından bir açıklama getirildiği vakit, reenkarnasyon teorisini reddetme hakkına sahip olursunuz."
Allah’ın Resûlü sevgili Peygamberimiz sallâllahli aleyhi ve sellem şöyle buyurdular: — Ey ümmetim, benden sonra öyle bir dünya ha­yatı gelecek ki, ateşin odunu yediği gibi bu hayat da sizin imanınızı yiyecek.
Reklam
Kudüs
Bir konu hakkında derinlemesine bilgi sahibi olmadan, o konuyla ilgili doğru tavır almak mümkün değildir. Herkes konuşurken konuşup kimse konuşmadığında siz de susuyorsanız, o zaman o konu zaten sizin gündeminize hiç girmemiş demektir. Kudüs meselesi maalesef tam da böyle bir örnek. Siyasi gündemlerin dayatmasıyla aklımıza ve kalbimize düşen, ancak bu sayede sloganlarımızda ve konuşmalarımızda bol bol yer bulan, gündem değiştiğinde ise yeniden kendi halinde kendi mahzunluğuyla baş başa bıraktığımız kadim şehrimiz Kudüs…
SANAT ADAMI ATSIZ RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR. Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
Sizin evden son çıkışınızdan bu yana hayat bayağı pahalılaştı!…
Sadettin Ökten
Sadettin Ökten
: Ölüm, hazanın en ekstrem noktası. Mesela hayat her zaman sizin düşündüğünüz gibi gitmiyor. Maddi olarak kazanamıyorsunuz, çocuğunuz istediğiniz gibi okumuyor, eşten dosttan beklediğiniz alakayı göremiyorsunuz. " Bu da geçer ya Hu ," demek lazım. Eskiden, " ihtiyat akçesi " derlerdi, manevi bir ihtiyat akçesi olmalı. Manevi ihtiyat akçesi, yani merhamet, müsamaha ve şefkat. Kalbinizin bir köşesinde, hem öyle çok derinde değil. biraz üstte; hemen kullanmak gerekebilir. Siz iyi yapacaksınız, o yanlış yapacak, siz yine iyi yapacaksınız. İnsan Cenab-ı Allah ' ın büyük lütfu . "Görmem," diyor, bir süre sonra görmem dediğini görüyor. O tahammülü göstereceksiniz. Hazan ve bahar, o zaman hayat güzel, her ikisi de güzel. Hep bahar olsa kıymet bilmeyiz, hep hazan olsa kaldıramayız.
Kemal Sayar
Kemal Sayar
: Bir gülün solmayacağını bilsek , o bize güzel gelir miydi , bir ömrün bitmeyeceğini bilsek , her an bu kadar kıymetli olur muydu ?
Sayfa 220Kitabı okudu
Reklam
Sizi iyiye teşvik eden insanlara sarılın. Bu zamanda herkes yolunu kaybetmiş. Siz kendiniz olmaktan vazgeçmeyince insanlar sizin gibi olacaktır. Yanlışı sahiplenmek basittir. Ama doğruyu bağrına basarsan tek kazanan sen olmazsın. #mcanyel #buzamanınadamıdegilim #herseyguzelolacakadam
“Bazı durumlarda ölüm en iyi tedavidir. Bir hayat ölümden daha kötü olabilir ki ölüm -görünüşler her ne olursa olsun- çok seyrek olarak tatsız bir deneyim oluşturur. Öyleyse yaşayanlara acıyın, ölenlere asla. Bu, bir şeylerin kendi başlarına iyi ya da kötü oluşu sorunu benim dünyamda mevcut değildir. Gerekli olan iyidir, gereksiz olan kötü. Sizin dünyanızda ise hoş olan, zevk verici olan iyidir, acı verici olan da kötü.”
Sahi edebiyat bize neyi teşhir ediyor ?
Oblomov - Gerçeğe uygun oluyor diye övünüyorlar .Ama, hayat ne oluyor? Eserlerinde o yok işte, dünyayı kavrayış, insanlığı gerçekten anlayış yok .Boş şeylerle övünüyorlar. Hırsızları, düşkün kızları, yolda yakalayıp atar gibi edebiyata sokuyorlar! Nerede sanatın " gizli gözyaşları" :sadece kaba, zalim , alaycı bir gülüş! Penkin + Sen de ne güzel söyledin işte. Bu coşup taşan öfke, bu kötülüklere amansızca saldırış, alacakmış insanları kepaze ediş, işte edebiyat budur . Oblomov - Hayır, hiç de değil! Hırsızı, düşmüş kadını, aldatılmış bir budalayı anlatın, anlatın ama insanı da unutmayın. Sizin için insan diye bir şey yok mu ? Yalnız kafanızla yazmak istiyorsunuz. Düşünmek için kalpsiz olmak gerekir, sanıyorsunuz. Hayır, düşünceyi besleyen sevgidir. Düşen adama el uzatın, mahvolan bir adamın hâline ağlayın, onunla alay etmeyin. Sevin onu ! Onda kendinizi görün ve ona kendinizmiş gibi bakın.
Sevgisizlik de sevgi kadar içtendir. Bir zamanlar sevdiğiniz birinin artık zayıf olduğunu hissettiğinizde, duygularınız sizi ondan uzak tutmak üzere harekete geçer. Hayatta kalma savaşınızda fazladan bir ayak bağına hiç ihtiyacınız yoktur. İçinizde bir burukluk kalır belki, ona karşı sorumluluğunuz olduğunu düşünürsünüz. Ama fazla üzerinde durmazsınız. Hayat, takım dışı edilen zayıf oyuncular için üzülmeye vakit bırakmaz. Bu ilişkinin diğer tarafında olmak ise hayatta en çok acı veren şeylerden biridir. Sizi bırakanlardan anlarsınız ki, artık tekrar çıkamayacak kadar batışa geçmişsinizdir, batışınızı durduracak hiçbir şey yoktur. Güvendiğiniz, sarılmak, tutunmak istediğiniz "sevdikleriniz" sizin batışınızın durdurulamaz olduğunu hissettikleri anda, yanınızdan uzaklaşmak için saniyeleri saymaya başlarlar. Bu arada beyinleri, vicdan azabı çekmelerini engelleyecek küçük oyunlar oynayabilir. Mesela yaptığınız ya da söylediğiniz bir şeye çok kızarlar. O kadar kızarlar ki, sizi bir daha görmek istemiyorlardır. O kadar kızılacak bir şey midir söylediğiniz? Pek önemi yoktur, onlar bunun gerekli doğrulamasını yapmışlardır. Zaten içgüdüleri sizden uzak durmayı söylemektedir, akıl ona gerekli kılıfı bulur. İnsan böyle pis bir hayvandır işte.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.